Tekfirci Ne Demek? Anlamı ve Derinlemesine Bir Bakış
Bugün, İstanbul’un karmaşasında koşuştururken, akşamları bir fincan kahveyle bloguma yazı yazmayı alışkanlık haline getirdim. Bu yazıda ise düşündüren bir kavramdan bahsetmek istiyorum: Tekfircilik. Duyduğumda ilk başta ne olduğunu tam anlamamıştım ama günümüzde ne kadar yaygınlaştığını görünce bu konuya derinlemesine inmeye karar verdim. Peki, tekfirci ne demek? Neden bu kavram zaman zaman bizi endişelendiren bir hale geliyor?
Tekfircilik Nedir?
Tekfircilik, Arapça kökenli bir terim olup, birini ya da bir grubu küfürle suçlamak anlamına gelir. Bu, özellikle İslam dünyasında yaygın bir kavram olarak karşımıza çıkar. Temelde, bir kişinin ya da topluluğun İslam’dan çıkmış olduğu, dini kurallara uymadığı ya da sapkın bir yol izlediği düşüncesiyle, “kafir” ilan edilmesidir. Yani tekfirci, birisini Müslüman olmaktan çıkarıp, onun küfre düştüğünü savunan kişidir.
Tekfircilik Tarihsel Bağlamda Nasıl Doğdu?
Tekfircilik, aslında yalnızca günümüzün bir problemi değil. Tarihsel olarak, erken İslam toplumlarında da farklı mezhepler ve akımlar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle bu tür suçlamalar yapılmıştı. Ancak 20. yüzyılda, özellikle de modern dönemde, tekfircilik daha radikal bir şekilde kendini gösterdi. Bu ideoloji, dini anlayışları katı bir şekilde savunan gruplar tarafından benimsenmiş ve günümüzde ne yazık ki aşırı uçlara kayan birçok örgüt tarafından uygulanmıştır. Belki de en bilinen örneği, IŞİD gibi terör örgütleriyle ilişkilendirilen tekfirci yaklaşımdır. Onlar, kendi ideolojilerine uymayan herkesi ‘kafir’ ilan etmiş ve şiddet kullanmayı meşrulaştırmışlardır.
Tekfirci Düşüncenin Günümüzdeki Yeri
Günümüzde tekfirci söylemler, maalesef sıkça karşımıza çıkmakta. Sosyal medyada, haberlerde ya da bazı cami ve derneklerde, birisinin doğru düşünmediği ya da doğru davranmadığı düşünüldüğünde, ‘tekfir’ ediliyor. Ama şunu sormadan geçemiyorum: Gerçekten bu kadar kolay mı birini ‘kafir’ ilan etmek? Bu tür etiketlemelerin sadece toplumda nefreti körüklemekten başka bir faydası var mı?
Hepimiz, bir insanı ya da bir grubu, dinî ya da ideolojik bakış açımıza göre yargılama eğiliminde olabiliyoruz. Ancak, tekfircilik, bu yargılamayı çok daha katı bir şekilde ele alıyor. Bir kişinin inançlarını ve düşüncelerini, bir çırpıda yok sayıp, dışlamak, tüm insanlık tarihinin getirdiği dini anlayışlardan ne kadar uzaklaşıyor? Kendimizi bir bakıma ‘hakikat’ ve ‘doğruluk’ adına başkalarını yargılayan bir pozisyonda buluyoruz.
Tekfirci İdeolojinin Potansiyel Tehlikeleri
Tekfirci ideolojilerin bir araya geldiği toplumlar, oldukça tehlikeli bir noktaya gelebilir. Şiddet, nefret ve ötekileştirme, bu tür düşüncelerle beslenir. Gerçekten de, tarihsel olarak baktığımızda, tekfirci grupların birçoğu, şiddeti meşru bir eylem olarak görmüşlerdir. Bu da toplumsal huzuru tehdit eder. Ama sormadan edemiyorum, bir insanın inancını ya da görüşünü anlamadan dışlamak ne kadar doğru? Hangi dini ya da ideolojik anlayış, sadece bir etiketi yapıştırarak insanları dışlamayı savunabilir?
Tekfirci düşüncenin toplumsal etkileri, sadece bireyler üzerinde değil, tüm toplumda ciddi kırılmalara yol açabiliyor. Özellikle de gençlerin, bu tür aşırı ideolojilere kolayca kayması, ne yazık ki son derece yüksek. Örneğin, benim gibi genç bir insan olarak, sosyal medya üzerinden popüler olan ‘radikal’ dini söylemler, bazen çok cazip gelebiliyor. Ama işin içine girince, insanların ‘diğerleri’ni dışlama ve onları ‘kafir’ olarak etiketleme isteği, aslında ne kadar tehlikeli bir bakış açısı olduğunu daha iyi anlayabiliyoruz.
Tekfirci Düşüncelere Karşı Alınabilecek Önlemler
Bu noktada şunu sorgulamamız gerekiyor: Bir insanı ya da bir toplumu ‘kafir’ ilan etmek ne kadar doğru? Belki de bu sorunun cevabını ararken, kendi düşüncelerimizi sorgulamamız gerekebilir. Hepimiz, günümüzde bir şekilde, başkalarının inançları, düşünceleri ya da yaşam tarzları hakkında yargılayıcı olabiliyoruz. Ancak bu, aslında bizi birbirimize daha da yabancılaştıran bir tutum. Yani, belki de tekfircilikten uzaklaşmak için, önce bizlerin hoşgörülü, empatik ve anlayışlı bir yaklaşım geliştirmesi gerekiyor.
Sonuç Olarak
Tekfircilik, sadece dini bir mesele değil, toplumsal huzuru tehdit eden bir düşünce biçimidir. İnsanları tek bir bakış açısına hapseden ve onlara ‘kafir’ etiketini yapıştıran bu ideoloji, zamanla çok daha büyük toplumsal sorunlara yol açabilir. Ancak unutmayalım ki, her birey farklıdır ve herkesin hayatını, inançlarını ya da görüşlerini kabullenmek, bizim de insanlık görevimizdir. Belki de sorulması gereken en önemli soru şu: Bizim düşünce dünyamız ne kadar esnek ve hoşgörülü?